Doğu tıbbında yaygın kabul gören bir teoriye göre, etten kemikten olan maddi bedenimizden başka bir de enerji bedenimiz var. Kanın bedenimizde dolaştığı gibi, enerji de bu enerji bedenimizde dolaşıyor. Enerji düzgün akmadığında fiziksel ve ruhsal hastalıklar ortaya çıkabiliyor ve tedavi de akışın tekrar sağlanması ile gerçekleşiyor. Bedenin orta hattında bulunan çakralar, güçlü enerji merkezleridir. Enerjinin bu merkezlerde çark gibi döndüğüne inanılıyor. Çarka; Sanskritçe bir kelimedir. Sanskritçe’den geçen çarka kelimesi sözlük anlamıyla tekerlek ya da çark anlamına gelmektedir. Tekerlek hayatın döngüsel durumlarının büyük bir sembolüdür. Aslına bakarsanız Çakralar “Lotus” adıyla da bilinmektedir. Çakraları bedenin belirli bölgelerinde bulunan enerji merkezleri olarak tanımlayabiliriz. Çakraların, gözle görülmeyen enerji bedenimiz üzerinde çarka benzeyen delikler halinde olduğu ve geniş ağızları ile bedene yaklaştıkça daralan, uzun ince hunilere benzediği söylenir. Girdapsı yapılarıyla hem evrenden ve yeryüzünden gelen enerjileri bedene aktarma görevini yaparlar, hem de bu enerjinin beden dışına, çevreye yayılmasını sağlarlar. Kısacası çakralar; kişinin fiziksel bedeni ile enerji bedeni arasında iletişim görevini üstlenmişlerdir. Omurga kanalı, en önemli enerji kanalıdır. Ve çakralardaki enerjinin akıcı ve dengede olması da, bu enerji kanalının temiz olmasına bağlıdır. İnsanın enerji sistemine enerjinin girdiği iki temel çarka vardır. Kök çarka ve taç çarka. Kök çakrayla dünyadan, Taç çakrayla da evrenden enerjiyi alırız. Ayrıca Mide çakrasıyla da Güneş ile bağlantı kurarız. Her çarka bedenin değişik bölgesine/organa enerji taşır ve o bölgeden sorumludur. Her biri kişiliğimizin farklı bir yönünü enerjisel olarak etkiler. Ayrıca her biri de diğeriyle bağlantılı ve sürekli enerji alışverişi içindedir. Çakraların her birinin hem fiziksel bedeni, hem de bilinci etkileyen belirli fonksiyonları, frekansı, adı, noası, duyusu, mantrası, şekli ve reng vardır. İhtiyaç hissettiğimiz çakranın dengelenmesi için bu çakranın rengini kullanabilir (aynı renkte yiyecekler yemek, içmek, giyinmek, çevremizde o renkte obje bulundurmak, o çakrayaait kristaller kullanmak gibi) ve notasında mantrasını seslendirebiliriz. Çakralar insan bedeninin işlevini tam olarak yerine getirmesini sağlayan endokrin sistemiyle- iç salgı bezleriyle-ve sinir sistemiyle ilişkilidir. Endokrin sistemi; hormon üretilmesini ve salgılanmasını sağlayarak, bedenin büyüme, gelişme ve üreme ile ilgili tüm faaliyetlerinin aksamadan yürütülmesini sağlar. Yaşam için hormonlar arası dengeyi oluşturur. Bu nedenle, bir veya birkaç çakradaki bedeni besleyen enerji akımının kısıtlanması sonucu oluşan tıkanıklıklar ve dengesizlikler bütün çarka sistemini etkiler. Çakralarda oluşan tıkanıklıkların ve dengesizliklerin nedenine gelince; çakralar, enerji sistemi içinde, korku, öfke, endişe gibi olumsuz duygulardan ve çevre baskısından ya da desteklenme ihtiyacından doğan engellere karşı duyarlıdırlar. Genelde yaşam süreci içinde, çevrendeki insanların desteğine ya da onayına fazlasıyla ihtiyaç duyulduğunda, bu ortamı oluşturabilmek ve uyum sağlayabilmek için kişi kendi yaşantısından özveride bulunabilir. Yaşam tarzını değiştirebilir. Özünde hissettiği düşünce ve duygularını, çevreyle örtüşmediği için bastırabilir. Bu durum, kaçınılmaz olarak çarka ya da çakraların enerjisinin engellenmesine neden olur. Sonuçta, yaşam enerjisi zayıflar ve zayıflayan yaşam enerjisi de enerji bedenlerine gerektiği gibi akmaz. Bu dengesizlikler kalıcı duruma geldiklerinde yani çakralar düzgün çalışmadıkları zaman da, beden, sağlığını devam ettirmekte zorlanır. “Çakraları açık veya kapalı” diye bir ifade kullanmak pek doğru olmaz. Önemli olan çakralardaki enerjinin dengede olmasıdır. Günlük hayatımızda, her bir çakrayı mükemmel bir şekilde dengelemek olanaksızmış gibi görünse de, hedef mükemmellikten ziyade, her çakradan yayılan enerjinin farkına varmaktır. Farkındalık ise, kişinin kendisini kayıtsız şartsız olduğu gibi kabullenmesiyle oluşur. Kayıtsız şartsız kabullenebilmek de büyük oranda dürüstlük ve cesaret gerektirir. Dürüstlük; kendimizi, tüm fiziksel ve ruhsal özelliklerimizle, yaptıklarımızla ve yapamadıklarımızla bir bütün olarak görebilmek, cesaret ise; bu gördüklerimizle yüzleşebilmek ve bunları dönüştürebilmektir. Çakraların varlığını bilmek ve enerjisel etkilerini anlamak, yaşamımızın her anında, kendi varlığımızda uyumlu ve sağlıklı bir bütünlük yaratmak açısından son derece önemlidir. Çakra sisteminin farkına varan bir kişi, bilinçli olarak kendinde hem fiziksel, hem de ruhsal yönden denge sağlar. Yaşamını daha bilinçli olarak yönlendirebilir, kendi hakkında en hayırlı olan kararları verebilir ve karşısına çıkan fırsatları değerlendirebilir. Enerji beden kuramına göre bedenin dışında aura, magen gibi koruyucu katmanlar var. Teşhis, tedavi ve koruma çalışmaları buradan yapılabiliyor. Asıl enerji istasyonları ise çakralar. Çakra, Sankskritçe çark demek. Çakrlarımız uyumlu dönmediğinde de enerji akışı sekteye uğruyor. Buna neden olan sebepleri bulup, yok etmek gerekiyor. |
Bu yazı
1003
kez okunmuştur.